002001 - yılanlar
 

ANASAYFA
m.jeksın
edison
albert einstein
paskov
güneş
sütün faydaları
peynirin faydaları
yoğurdun faydaları
sebzeler
meyveler
insan hakları
19 mayıs
29 ekim
23 nisan
ilköğretim haftası
SİGARANIN ZARARLARI
yangından korunma haftası
dil bayramı
dünya çocuk günü
hayvanları koruma günü
istabulun kurtuluşu
9-16 ekim
verem savaş haftası
yılanlar
etoburlar
otoburlar
insanlık tarihi ne zaman başladı
dinozorlar
zamanda yolculuk
karetenin doğuşu
atasözü
deyimler
noel nedir
dünyanın en zeki insanı
avusturalya
anıtkabir
fosil
2.dünya savaşı
danyanın uydusu ay
bilgisayar
burç(takımyıldızı
tutankamon
1. dünya savaşı
astroloji
Gökbilim
galileo galilei
EBOB- EKOK
PİRİ REİS Ahmet Muhiddin Piri, Ahmet ibn-i el-Haç Mehmet El Karamani
kızılay
yeşilay
facebook

 
Burma pitonu, dünyanın en uzun yılanı.
Gabon engereği (Bitis gabonica)
Zehirli bir engerek yılanı.

Yılan, pullular (Squamata) takımının yılanlar (Serpentes) alt takımını oluşturan, yerde sürünerek hareket eden, pullu, uzun hayvanların ortak adı.

Konu başlıkları

[gizle]

Terminoloji

Türkçedeki yılan kelimesinin kökeni Çincede aynı anlama gelen "lung" kelimesidir.[1]

Genel bilgiler

Yılanlar, genellikle üç metre öteyi göremezler. Koku almada burun deliklerini değil dillerini kullanırlar. Uzun ve çatallı dillerinin her iki ucu havadan ve yerden gelen kimyasal kokuları alır. İçeri çekildiğinde dil ucundaki kokular damaktaki jakobson organında duyu haline dönüştürülür. Engerek yılanları zehirledikleri avının izini dilleriyle takip ederler ve ölüsünü bularak yutarlar. Yılanların burun delikleri, ağız kapalıyken alt çenedeki hava borusunun üzerine geldiğinden ağızlarını açmadan solunum yaparlar. Avlarını yutarken ağız açık olduğundan burun deliklerinin hava borusuyla ilgisi kesilir. Böyle zamanlarda, vücutlarında bulunan hava torbalarındaki yedek havadan faydalanırlar. Çoğu yılanın sadece sağ akciğeri gelişmiş, diğeri adeta kaybolmuştur. Boa ve piton yılanlarında sol akciğerler küçüktür. İri avların yutulması uzun sürdüğü zaman ağız tabanında bulunan soluk borusunun girişi ağızdan dışarı çıkarılabilir. Bu özellik büyük hayvanları yemek için bir adaptasyondur, yılana ağız dolu olduğunda dahi nefes alma imkânı sağlamaktadır.

Yılanlar dış kulakları olmadığından uzun zaman sağır zannedilmiştir. Aslında çeneleriyle kulakları arasında kemik bağlantıları olduğundan, üzerinde bulundukları toprağın yansıttığı sarsıntıları kolayca işitirler. Çenesini yere koyan çıngıraklı bir yılan çok uzaktan gelen bir atın ayak seslerini bile kolayca duyabilir. Yılanların bulunabildiği arâzilerden geçen bir insan, gürültülü ayak darbeleriyle yürüdüğünde hiçbir yılana rastlamaz. Bazı yılanların göz ve burunları arasında ince zarlı iki çukur bulunur. Bunlar, sıcak kanlı hayvanların vücutlarından yayılan ısı dalgalarını (infrared) tespit ederler. Bunların sayesinde avlarını karanlıkta bile bularak takip ederler.

Yılan zehiri av etini eritmeye yarayan kuvvetli bir sindirim sıvısıdır. Zehirsiz yılanlarda bile zehirli olan kuvvetli bir sindirim sıvısı vardır. Ağızlarına parmak sokulduğunda veya dişlendiğinde tükürüklerinden dolayı yanma ve şişme yapar. Dişleri sökülen zehirli yılanlarda dişler tekrar sürer. Yılanların renkleri ve boyları çeşitlidir. Zehirli yılanların başları üçgen ve kuyrukları küt olduğu söylenirse de bunlar kesin belirtiler olamaz. Her yılanı zehirli kabul ederek onlardan sakınmak gerekir.

Üreme

Yılanlar yumurtlayarak ürerler. Yumurtalardan ergine benzer yavrular çıkar. Bunlar hemen başlarının çevresine bakarlar. Boa, anakonda ve engereklerin çoğu yavrularını doğurur. Bunlar gerçek doğum değildir. Yumurtalar ana karnında gelişip açıldığından doğum gibi görülür. Buna “ovoviviparite” denir. Gebelik süresi 2 aydır.

Sınıflandırma

Bugün 17 ziyaretçi (18 klik) kişi burdaydı!
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol